Eee Okumakta Bir Sanat

12:40

"Bütün kitapları okumayı görev saymıyorsak bir kitabı açmaya hakkımız olmamalı. Her satırla dünyanın bir parçasını koparıyoruz. Kitaplara başlamadan önce dünya, eksiksizdi, tamdı ve kitaplar bitirildikten sonra belki yine bir bütün olacaktır."
 
Rainer Maria Rilke, "Malte Laurids Brigge'nin Notları"


Rainer Maria Rilke’nın bu sözüyle yazıya başlamak tamda yerinde oldu.
Bir kitap size hayat ile ilgili her şeyi sunabilir. Evet, yanlış okumadınız. Her şeyi sunabilir. Onun istediği tek şey ilgi ve alaka. Sert konuşup kalbinizi kırmaz ya da korkutmaz. Onunla tartışabilirsiniz de ya da fikirleri size uymuyorsa rahatça söyleyebilirsinizde.Belkide gerçekten hayatınızdaki en önemli sırdaştır. Sürekli yanınızda taşıyabilirsiniz. Bir nevi öğretmendir. Beğenmediğiniz zaman bu öğretmeni değiştirme gibi şansımızda var. Ama ne olursa olsun hep başucundadır.


Bir kitabı okumak sadece harflerin bir araya gelip kelimeleri, kelimelerin bir araya gelip cümleleri oluşturduğu ve bu cümlelerin sayfalarda yer aldığı bir nesne olamaz. En azından gerçek bir okur böyle görmez. Onlara göre sohbet etmektir. Dünyadan kopup hayal alemine dalmak gibidir.


Büyük Önder Atatürk ,”Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça, aymazlık ve yıkım artar.” Derken aslında sandığımızdan daha önemli bir iş olduğunu belirtiyor. Günlük hayatta hepimiz gözlerimizle şahit oluyoruz. Kimisi “sevmiyorum”, “zamanım yok okumaya” vs. gibi bahaneler bulsalar da bu asla bir kaçış olmamalı. “Kitapsız yaşamak kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.” diyen Seneca, kitaplardan uzak bir yaşamın, kitapsız bir yaşamın nasıl bir yaşam olduğunu vurguluyor. Yaşadığımız toplumda da kör, sağır, dilsiz yaşamların çok olduğu da bir gerçek.


 Öğrenmek için, zevk ya da gösteriş için okuyanlar; sanat anlayışıyla kitabı ele alanlar ya da yalnız olaylar üzerinde duranlar; kitaptan az veya çok şey bekleyenler, seyrek okuyan, ya da durmadan okuyanlar, planlı okuyan, ya da aklına estiği zaman okuyanlar, düşünce bolluğu veya düşünce kıtlığıyla kitaba sarılanlar, zekâsı işlek veya durgun olanlar... Görüldüğü gibi çeşitli karakter ve çeşitli ihtiyaçlar bu alanda da -hayatın bütün alanlarında olduğu gibi- birbirinden çok ayrı seviyede basamak ve katların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Doymak bilmeyen hırs ve merakla kitap üzerine kitap okuyan tipe de işaret etmeden geçmeyelim. Cervantes, bunların en bilineni o garip şövalye Don Quixote de la Mancha’nın uyku durak bilmeden, şövalye romanları okuya okuya aklını oynattığını söyler. Bu, kitap okumakla girilen düş ve sihir dünyasında gerçekle ilgili sınır ve ölçülerin nasıl silinip kaybolduğuna klasik bir örnektir..


Gerçekten de iyi bir kitap okurken, en iyi bir arkadaşla baş başa sayılmaz mıyız? Yeri gelir dünyaya hükmederiz, kimi zaman kral olur kimi zaman bu büyük insanlarla aynı masada oturmak yerine küçücük insanlar oluruz.Ama hiçbir zaman bundan rahatsız olmayız.
Okumak güzeldir.Hem de fazlasıyla…


Nilgün Odabaşı
Marmara Güzel Sanatlar

You Might Also Like

0 yorum

Popular Posts

Subscribe